İngilizce-Türkçe Sözlük

İNGİLİZCE TERİMTÜRKÇE KARŞILIĞI
icebuz
idealideal, kusursuz, mükemmel
ideal gasideal gaz
ideal solutionideal çözelti
igniterateşleyici
ignitionateşleme
imageimge, imaj, görüntü, izlenim
imaginarysanal
immersiondaldırma
immisciblekarışmaz
impermeablegeçirimsiz
impermeabilitygeçirimsizlik
impingementvurma, çarpma
impulseitki, momentum
incident anglegeliş açısı (yüzey normaline göre)
incident solar radiationerişen güneş ışınımı
incompressiblesıkıştırılamaz
indicatorgösterge
indirectdolaylı
inelasticesnemez
inerteylemsiz
infinitesonsuz
infinitesimalsonsuz küçük
inflammabletutuşucu, tutuşabilen, yanıcı
infra-alt
infraredkızılötesi
initial value/conditionbaşlangıç değeri/koşullu
inletgiriş
inputgirdi
instabilitykararsızlık
instrumentaygıt, cihaz
insulateyalıtmak
insulationyalıtım
insulatoryalıtıcı
integralintegral
intensityşiddet, yeğinlik, yoğunluk
intensity of radiationışınım yoğunluğu
intensiveyeğin, yoğun
interactionetkileşim
intercoolingara soğutma
interfaceara yüzey
interferencegirişim
internaliç, içsel
internal energyiç enerji
internal energy of combustionyanma iç enerjisi
internal flowiç/dahili akış
interpolationara değer bulma, interpolasyon
interpretationyorum
intersectionkesişim, arakesit
inverseters
invertters yüz etmek
ioniyon
ionizationiyonlaşma
ionizeriyonlaştırıcı
irregulardüzensiz
irreversibilitytersinmezlik
irreversibletersinmez
isenthalpiceşentalpili
isenthropiceşentropili
iso-
isobariceşbasınçlı
isochoriceşhacimli
isolateayırmak, izole etmek
isolatedizole edilmiş
isolationayırma, izole etme
isomerizomer
isothermaleş sıcaklık
isotopeİzotop, eş atom numaralı
isotropicizotropik