English-Turkish Dictionary

In EnglishIn Turkish
observationgözlem
opaquesaydam olmayan, opak
openaçık
open air dryingaçık havada kurutması
open cycleaçık çevrim
open systemaçık sistem
operationişleme, çalışma, işlem
operational amplifierişlemsel yükselteç
opticaloptik
optimizationoptimizasyon
optimumoptimum, en uygun
optimum positionen uygun konum
orbityörünge
order of magnitudebüyüklük mertebesi
ordinarysıradan, alışılmış, olağan
ordinatedüşey eksen
organicorganik
orificedelik, orifis
orificemeterorifismetre
oscillationsalınım
outflowdışa/dışarıya akış
outputçıktı
ovenfırın
overaşırı
over saturationaşırı doyma
over voltageaşırı gerilim
overall heat transfer coefficienttoplam ısı transfer katsayısı
overall heat loss coefficienttoplam ısı kaybı katsayısı
overflowtaşmak, taşma, taşkın
overheadsişletme giderleri
overloadaşırı yüklemek
overshootgeçip gitmek, çok hızlı gidip kaçırmak